5 Haziran 2009 Cuma

BEYPAZARI'nda olmak...


Ne zaman gittik,
gezdik, gördük : 4 Nisan 2009

Ankara'ya 1 saat uzaklıkta olan Beypazarı, adımınızı attığınız anda dar sokakları ve tarihi konakları ile içinizi ısıtıyor...
Oraya gidene kadar daha önce duymadığım bir yerdi, Beypazarı. Ankara'dan akşam yemeği yemek için yola çıktığımız ve bu kararı verirken bu kadar memnun kalacağımızı bilmediğimiz bir yerdi ayrıca. Ama ne yazık ki akşam üzeri gittiğimiz için, o güzel ve daracık sokaklardan gün ışığında geçemedik.
E o zaman bizi büyüleyen neydi?
Bizi büyüleyen ilk olarak, kurtlar gibi a
çken derdimize deva olan o güzel Müjgan Abla'nın tarhana çorbası, Taş Mektep'te yediğimiz Beypazarı güveci ve dolması, sonra ise karanlıkta ilerlerken tesadüfen rastladığımız Yaşayan Müze... Ve unutmadan Yaşayan Müze'nin kurucularından dinlediğimiz kadarıyla sıcacık, geleneklerine bağlı ve bu yönleriyle kendilerine hayran bıraktıran Beypazarı halkı...


İlçeye girmemizle soluğu Taş Mektep'te almamız bir oldu. Tarhana çorbasının bu kadar güzel olacağı aklımıza gelmemişti... Gerçekten çok lezzetliydi. Yemeklerimizi bitirdikten sonra tarhananın kurusundan almak istediğimizi söylediğimizde bizi Müjgan Abla'ya yönlendirdiler. Meğer tarhananın yapımında yöre kadınları birlikte çalışıyormus. Emeği geçen herkesin ellerine saglik... Müjgan Abla'dan aldığımız kuru tarhana halen daha soframızı süslüyor.

Tabi diğer yemeklerinde hakkını yememek lazım, Taş Mektep'te yediğimiz herşey çok lezzetliydi, ancak yanımıza bir tek tarhana alabilirdik ve biz de onun peşine dü
ştük...

Yemeklerimizi bitirip doyduğumuzu hissedene kadar hava iyice kararmıştı ama yapılması gereken tek birşey vardı, o da karanlığa aldırış etmeden dolaşmak. Lakin iyi de yaptığımızı bir süre sonra anlayacaktık. Sokaklarda fotoğraf çekerek ilerlerken bir konağın girişinde Yaşayan Müze panosunu gördük. Ama saat 8 civarında içeriye girme ihtimalimiz yoktu. Biz de o zaman dışarda fotoğraf çektiririz derken, müzenin kurucusu Halk Bilimci Sema Demir bizi görüp, içeriye davet etti.
Zevkle konağın içinde bizleri gezdirirken müzenin içinde yaşamış olan aileyi, onların hikayelerini, müzenin kuruluşunu, faaliyetlerini ve herşeyi teker teker anlattı. Sohbet ilerlerken dinlediklerim karşısında heyecandan tüylerimin ürperdiğini bile söyleyebilirim. Ne kadar müze içerisinde kaldığımızıysa hatırlamıyorum. Ama orda olmak çok zevkliydi.
Müzede değişik etkinlikler düzenleniyor. Mesela en üst katta Karagöz-Hacivat oynat
ıp, masal dinleyebilirken alt katlarda ebru ve ıhlamur baskı yapmayı deneyebilirsiniz. Yaşayan bir konak aslında Yaşayan Müze...

Beypazarı, az ama öz bir gezi oldu bizim için. Ve tekrar tekrar görülmesi gerekenler listesinde yerini aldı...


Ne zaman gittik,
gezdik, gördük : 4 Nisan 2009

2 yorum :

  1. Sayın site yazarını yürekten kutluyorum, emeği için teşekkürler. Bende gezmiş kadar oluyorum Mualla Aksoy

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok tesekkür ederiz! Size böyle bir hissi yasatabildiysek ne mutlu bize...

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...