Nisan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Nisan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Temmuz 2011 Pazartesi

Avrupa'nın Başkenti; STRAZBURG

Summary: Strasbourg is one of the most important cities in Europe in terms of economy and politics. The city features the characteristics of both French and German architectures. Ill river flows through the city and it's possible to take a boat trip to enjoy city's picturesque on the water.  
Strasbourg Cathedrale / Cathedral of Our Lady of Strasbourg (Cathédrale Notre-Dame-de-Strasbourg) , Petite France and European Parliament are the most attractive touristic places of Strasbourg                                                                                   

Avrupa’nın başkenti lakabına uygun görülen iki şehir var sanıyorum; birincisi Brüksel ve ikincisi Strazburg. Avrupa Parlamentosuna ev sahipliği yapan bu şehirler Avrupa ekonomi ve politikasının da göz bebeği.
 
Strazburg - Ill Nehri
Strazburg (ing.- fra. Strasbourg, alm. Straßbourg) , Avrupa Birliği için önemli olmasının yanı sıra çok güzel, gezilesi, görülesi bir şehir aynı zamanda. Fransa’nın Almanya sınırında yer alan ve yapılarıyla değil ama iklimiyle Almanya’dan ayrışan şehir, ayrıca büyük bir üniversite kenti. Senelerce bir Almanların bir Fransızların eline geçmiş ve tarihteki bu gelgitli yolculuğunu günümüzde dahi mimarisiyle yansıtıyor. 

Ne zaman gittik, gezdik, gördük : 2 Nisan 2010

9 Haziran 2009 Salı

Baharın renkleriyle ŞIRINCE Sokaklarında...


Ne zaman gittik, gezdik, gördük : 10 Nisan 2009

İzmir'e doğru seyahatimizi planlarken, Şirince hep aklımızdaydı...Gidilip görülesi bir yer olduğunu senelerdir duyar, oraya gidenlerin getirdiği meyveli şarapları zevkle içerdik. Bizim seyahatimiz ise bahara kısmetmiş... Belki de en güzel zamanıdır...
Baharın renkleriyle dolu çiçekli yamaçlardan devam ederek ulaştik Şirinçe'ye... Ve yaklaştıkça yamaca sıralanmış kü
çücük beyaz evler gözümüze ilişti.

8 Haziran 2009 Pazartesi

Ankara'dan İzmir'e giderken karşımıza SART çıktı...


Ne zaman gittik, gezdik, gördük : 7 Nisan 2009

Yolda karşımıza tarih dolu yerler çıkacağından habersiz Ankara'dan İzmir'e doğru ilerlemekteydik. Manisa'ya girdikten sonra bağların ve zeytin ağaçlarının arasında, gözümüze yol kenarından görünebilecek kadar uzaklıkta eski yapılar çarpt
ı. İzmir ve Efes çevresindeki eski uygarlık ve antik kentlerden haberdardık, ancak yolumuzun tam da bu kısmında böyle bir zenginlik olduğundan tamamiyle bihaberdik. Ne yazık ki gördügümüz bu hazineye ulaşabilmek için saat oldukça geçti. Ziyaret saati olmadığı için de ancak çitlerin arkasından resmedebildik bu güzellikleri... ve sonra bir daha görüşmek üzere vedalaşıp İzmir'e doğru yolumuza devam ettik...

5 Haziran 2009 Cuma

Peri Bacaları'nın büyüsüyle KAPADOKYA...


Ne zaman gittik,
gezdik, gördük : 5 Nisan 2009

Ankara’ya yakın ve günü birlik gidip dönebileceğimiz bir gezi noktası ararken, kendimizi Kapadokya’da bulduk. Gidilebilecek yerleri de araştırmamıştık halbuki… Ama aklımızda, senelerdir Kapadokya denince en çok duyduğumuz Ürgüp ve Göreme vardı. Bunu bilmek bile yeterdi belki. Zaten arabayla yola çıkmıştık ve trafik işaretleri de bize yardımcı olmak için tam olmaları gereken yerdeydi. Yolumuzun üzerinde Göreme levhasını görünce, hemen o yola saptık ve karşımıza Uchisar’dan peri bacalarının gölgesinde Erciyes dağının silueti çıktı… Baharın habercisi dallardan fışkıran çiçeklerin eşliğinde manzara mükemmeldi. Bu başlangıcın hemen ardından, kendimizi görüntülenmeyi bekleyen güzel manzaraların peşinde koşarken bulduk. Bir de Kapadokya rehberi almayı ihmal etmedik. Ama o kadar çok görülmesi gereken yer vardı ki, tüm bunları bir güne sığdıramazdık.
Öyle de oldu… Açık hava müzesinin gezme saatlerine yetişemedik, yeraltı şehrini ise gezemedik…

BEYPAZARI'nda olmak...


Ne zaman gittik,
gezdik, gördük : 4 Nisan 2009

Ankara'ya 1 saat uzaklıkta olan Beypazarı, adımınızı attığınız anda dar sokakları ve tarihi konakları ile içinizi ısıtıyor...
Oraya gidene kadar daha önce duymadığım bir yerdi, Beypazarı. Ankara'dan akşam yemeği yemek için yola çıktığımız ve bu kararı verirken bu kadar memnun kalacağımızı bilmediğimiz bir yerdi ayrıca. Ama ne yazık ki akşam üzeri gittiğimiz için, o güzel ve daracık sokaklardan gün ışığında geçemedik.
E o zaman bizi büyüleyen neydi?
Bizi büyüleyen ilk olarak, kurtlar gibi a
çken derdimize deva olan o güzel Müjgan Abla'nın tarhana çorbası, Taş Mektep'te yediğimiz Beypazarı güveci ve dolması, sonra ise karanlıkta ilerlerken tesadüfen rastladığımız Yaşayan Müze... Ve unutmadan Yaşayan Müze'nin kurucularından dinlediğimiz kadarıyla sıcacık, geleneklerine bağlı ve bu yönleriyle kendilerine hayran bıraktıran Beypazarı halkı...