10 Haziran 2009 Çarşamba

Bir MANNHEIM akşamında...


Ne zaman gittik, gezdik, gördük : 09 Mayıs 2009

Serkan Çağrı'nin Mannheim'da konser vereceğini duyduğumuz anda, her ne kadar yakın olmasa da gitmeye ve konser öncesinde kısa bir şehir türü yapmaya karar verdik. Gezimiz günü birlik olacaktı. Ancak herşey aklımızdaki gibi olmadı... Mannheim'a vardığımızda konser başlamak üzereydi... Dolayısıyla gün ışığında şehri görme şansımız olmamıştı.


Balkan müziğine olan ilgim nedeniyle Serkan Çağrı'yi hep takip ederdim, ancak İstanbul'dayken konserlerine gitme şansım hiç olmamıştı. Burada konser vereceğini duyduğumda bu yüzden çok heyecanlanmıştım.
Mannheim'da eski bir itfaiye binasında (Altefeurwache) düzenlenen konser kalabalık değildi, fakat güzel bir dinleyici kitlesi vardı.
Serkan Çağrı'nin bu kadar sempatik ve bizden biri olabileceğini hiç tahmin etmemiştim. Aramızda dolaşarak çaldı parçaların büyük çoğunluğunu, ayrıca yeni bir çalışmaydı ve elektronik alt yapıyla oldukça deneysel bir konserdi. Yani dinlemeye alışık olmadığımız , elektronik müzik ile belli konseptlerin üzerine kurgulanan doğaçlama parçalardı... Biz çok keyif aldık değişik ama bir o kadar da leziz bir konserdi.


Konser geç bitmişti ama bu şehrin gezilecek güzel yerleri mutlaka olmalıydı ve görmeden eve geri dönmek olmazdı. İçimizdeki gezgin ruhu yine kendini gösterdi ve, saate aldırmadan sokaklarda dolaşmaya karar verdik. Önce sokakta keyif yapan gençlerden merkezin nerede olduğunu ve nereleri görebileceğimizi öğrendik. Sonrasında yola koyulmuştuk bile...
Nehirden karşıya geçerken resmetmeye çalıştığımız bu manzarada Mannheim'ın Fernmeldeturm yani televizyon ve komünikasyon kulesi görünüyor. Resmetmeye çalıştığımız diyorum çünkü köprü sallanırken hareketsiz bir fotoğraf çekmek gerçekten çok zordu.

Mannheim'a Quadratestadt'da (Kareler şehri) deniyor. Çünkü şehrin merkezi karelere ayrılarak imar edilmis. Ayrıca o gün Mannheim da maraton varmış ve eğlenceler tam hızla sürdügü için sokaklar oldukça kalabalıktı. Alkolün etkisiyle oluşan ilginç ama eğlenceli görüntülerle karşılaştık. Yürüyüşümüze başladığımız nokta da hedefimiz, Wasser Turm'a (Su kulesi) ulaşmaktı. Oldukça sık mağazaların vitrinlerine bakarak ilerlediğimiz caddenin sonunda, hemen karşımıza hedefimiz çıkmıştı bile. Gece ışıklandırmalarıyla birlikte oldukça heybetli görünüyordu. Aynı şekilde Wasser Turm'un hemen arkasındaki park da güzel ışıklandırmalarıyla objektifimizden kaçamadı. Gece 3 civarında biten turumuzun sonunda oldukça yorulmuştuk ancak bu güzel şehirde gezme şansımız olduğu için de mutluyduk. Bir daha ki sefere hem şehrin gündüzünü hem de sadece 20 km uzaklıkta olan Heidelberg'i görebilme umuduyla sabah evimize doğru yola koyulduk.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...