8 Haziran 2011 Çarşamba

2. Sene-i Devriye'mizde BODENSEE'deydik...

Ne zaman gittik, gezdik, gördük : 07 - 08 Agustos & 31 Ekim 2010

Summary: Bodensee is the 3rd biggest lake in Europe and located between 3 countries; Germany, Austria and Switzerland. In summer months, lots of hotels and pensions are full of tourists who want to enjoy fabulous view of the lake, nature and the sunny weather. Especially during school holidays it's nearly impossible to find anywhere for accomodation in the last minute. In German shores; Konstanz, Meersburg, Unteruhldingen, Überlingen, Friedrichshafen and Lindau are highly recommended to visit.                                                                                        


Bodensee'yi ilk duyduğumda, büyüklüğünü ve üç ayrı ülkeye sınırı olmasını şaşkınlıkla karşılamış, nasıl bir yer olduğunu bir türlü gözümde canlandıramamıştım. İlk seyahatimizde durduğumuz yerden karşı kıyıları görmeye çalışırken anladım büyüklüğünü. Avrupa'nın 3. büyük gölü olarak Bodensee (Konstanz Gölü) bu kadar uçşuz bucaksızsa, Avrupa'nın en büyük gölü Balaton kim bilir nasıldır, merak ediyorum...Karşısına geçip "Balaton" sen mi büyüksün ben mi desem güler herhalde:)
Saka bir yana Bodensee; Avusturya, Almanya ve İsviçre'nin tam ortasında yer alıyor. Suyu oldukça temiz, yüzmeye ve hatta içmeye de müsait. Öyle ki Almanya'nın Baden Würtemberg eyaleti olarak musluk suyumuz bu gölden temin ediliyor.

7 Haziran 2011 Salı

Yerlisinden Sehir Tüyolari...

Summary: I have found a website which can be helpful to anyone who would like to see any city as local people. It's full of insider tips... I suggest you to have a quick look on it "Spotted by Locals" I believe you will also like it.
Thanks to founders of Spotted by Locals Sanne & Bart van Poll from Amsterdam...

Neyse ki yaz yüzünü göstermeye basladi, ve nihayet gezi yazilariyla blogumuz senlenmeye baslar artik! Neden bilmiyorum ama kisin elim yazi yazmaya bir türlü varmiyor. Yazma hevesim, hava sicakligiyla dogru orantili galiba :)  ama gezmede bir problem yok, neyse ki yaz kis tanimiyor gezme heyecanimiz...Cok uzak olmasi da sart degil yaa, yeter ki evden biraz da olsa uzaklasmak olsun, yeni tadlar tadmak olsun, iste degisiklik olsun kisaca:)

Baslik konusuna gelecek olursak, bugün karsilastigim ve ayni zamanda cok basarili buldugum bir siteyi paylasmak istiyorum. "Spotted by Locals"... Sitede 33 Avrupa sehri ve bu sehirlerle ilgili yasayanlarindan mükemmel tavsiyeler (insider tips) var. Bruksel, Barcelona, Atina, Berlin, Dublin, Istanbul, Roma ve Prag bu 33 sehirden sadece birkaci...Ben en cok Istanbul'u inceledim, hele Haziran'da Istanbul'da olma hayallerimiz suya düstükten sonra bu yazilari da okuyunca, Istanbul daha da burnumda tütmeye basladi...

18 Ağustos 2010 Çarşamba

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Aşığının gözünden Kaş...


Ne zaman gittik, gezdik, gördük : 25 Temmuz  - 2 Agustos 2010 


Tatil bitti ve kürkçü dükkanına geri döndük, yeniden iş başı ve yeniden soğuk. Sanki yaz bitmiş, kış başlamış gibi döndüğümüzden beri. Geride bıraktıkrımız - şimdilik - içimizi ısıtmaya yetiyor diyelim ya da öyle avunalım:-)

Yaz tatilimiz 2,5 hafta sürdü. Çok yer gezdik, çok şey gördük,çok koşturduk... ama en uzun vaktimizi yine Kaş'ta geçirdik. E artık Kaş'ı anlatma vakti gelmiştir.

Tamer'le Kaş'ta tanışmamış olsaydık, yine de Kaş'a bu kadar çok ve sık giderdik herhalde. Tamer tanışmamızdan önce de senelerce yaz tatillerini Kaş'ta geçirirmiş ve bu biz olalıberi de degismedi. 

1 Temmuz 2010 Perşembe

Seyahat bloglari / Gezi siteleri



Bugün bloga girmek icin Google'a blogumuzun ismini yazdim (belki farkli bir yol olabilir ama bazen ise yariyor:-)). Karsima gelen arama sonuclarindan bir tanesi beni cok cok cok sasirtti. Hemen linke tikladim. Bir gezi blogu sahibesi müstesna emekleriyle bir liste olusturmus. Hem de sahane bir liste, benim de severek takip ettigim bloglar ve daha nicesi.... Ayrica amatör gezginler olarak yazilarimizi paylastigimiz, kücücük ve gencecik blogumuz gezgindir gezenin adi da bu listenin icerisinde:-) Ne kadar mutlu oldugumu anlatamam. Saskinligim birden sevince dönüstü ve bunu hemen paylasmak istedim... Beni tek sasirtan sey bu degil aslinda, yazinin yayin tarihi de ayri bir saskinlik konusu oldu benim icin. 27 Ocak 2010... Tam olarak benim dogum günümde yayinlanmis:-)))


30 Haziran 2010 Çarşamba

En kücük bir ses bile sanki gök gürültüsü...

Ne kadar uzun zaman oldu yazmayali...


Zaman akip geciyor ve sanki uzanipta tutamiyoruz zamani. Yeni yerler görmeye bile vaktimiz olmadi, yazamadigim bu süre icinde...


Vee yaz geldi.... Icimiz daha bir sevinc dolu, belki güzel dinlendirici bir yaz tatili sonunda tekrar blogumuz canlanir. Belki bu sefer senelerdir yaz tatillerimizi gecirdigimiz Kas hakkinda da birseyler yazabiliriz.



1 Şubat 2010 Pazartesi

1. Sene-i Devriye'mizde PRAG'daydık...


2008 yılının, Ağustos ayının 8. gününde ben ve eşim bir yastıkta kocamak üzere nikah memuru huzurunda imzalarımızı attık. Hem de az bulunur günlerden 08/08/08'de... ve zamanın nasıl hızlı aktığını anlamadan 1 sene oluvermiş bile.

08 Ağustos 2009... 1. sene-i devriyemiz... Bu özel günde güzel bir yerde olmak istedik. Cuma günü yola çıkıp, pazar günü dönebileceğimiz ve aynı zamanda gideceğimiz yerin Stuttgart'a yakın olması tercih sebebimizdi. Alternatifler arasında güzel kıyılarıyla adını çok kez duyduğumuz Hırvatistan - Pula vardı, ancak 8 saatlik yol gözümüzde büyüdü ve biz de Prag'a gitmeye karar verdik.


Rüya şehir HEIDELBERG...

Ne zaman gittik, gezdik, gördük : 4 Temmuz 2009
 

Heidelberg bir rüya sehri olmali... Sanki masal kitaplarindan cikmis  gibi... Sehre girdigimiz anda icimizde sevgi kelebekleri ucusmaya baslamisti bile ve bu his ilerleyen dakikalarda ben burda yasamak istiyorum söylemlerine, hatta sehirden ayrildiktan sonra ise nolur bir daha gelelim yakarislarina kadar vardi...Sanirim bu cümle Heidelberg'i ne denli begendigimizi ve kesinlikle görülmesini tavsiye ettigimizi yeterince aciklayacaktir.

Bizi Heidelberg'e atan rüzgar, Ankara'dan ziyaretimize gelen kuzenimizi gezdirme istegiydi. Aslinda daha önce Mannheim'a gelmis ve 20 dk mesafedeki Heidelberg nasil bir yerdir diye merak etmemis de degildik. 

Rotamizi Sinsheim Auto und Technik Museum'a dogru cevirince Heidelberg'e de ugramak farz oldu...Yorucu bir müze gezisi ardindan, sonunda Heidelberg'e vardik.Ne yazik ki kisitli zamanimiz vardi ve 1,5 günde heryeri görmeliydik.