Tazmanya’yı
nasıl bilirsiniz? Benim aklıma Tazmanya denildiğinde ilk olarak çocukken Bugs
Bunny ile maceralarını izlemeye doyamadığım çizgi film karakteri geliyor. Hani
şu homur homur ortalarda kendi etrafında dönerek dolanan ve hemen hemen herşeyi yiyebilen canavar. Neredeyse
hepimiz Tazmanya adını ondan öğrenmişizdir, böyle bir yer vardır dünya üzerinde
ve bu canavar orada yaşamaktadır. Ama acaba nerededir, nasıl gidilir, neler
yapılır hiç merak etmiş miydiniz?
Şimdi koltuklarınızın
dik, masalarınızın kapalı olduğundan emin olun çünkü birazdan hep birlikte
adını çizgi film karakteri olarak tanıdığımız Tazmanya Canvarının ana vatanına,
dünyanın alt ucuna doğru yolculuğa çıkacağız.
Sizi daha fazla merakta bırakmadan kısa bir açıklama… Avustralya’da
yaşayan çok sevgili arkadaşımız ve aynı zamanda Gezgindir Gezenin Adı’nın
takipçilerinden Hande’nin bir ablası var, Meral abla – ki Meral abla da çok sıkı
takipçilerimizdendir – geçtiğimiz aylarda gencecik yaşta emekli olup Hande’nin
yanına Avustralya’ya gidiverdi. Aman efendim iki kardeş Sky Divingler mi
yapmadı, oradan girip buradan mı çıkmadılar, kısaca Avustralya’nın altını üstüne
getirdiler. Biz de onları severek takip ettik. Yurda döner dönmez Meral abla da
keyifli maceralarını, yani kendi sözleriyle yediğini içtiğini kendine bırakıp,
gezdiğini, gördüğünü, okuduğunu, dinlediğini yazmaya başladı. Böylece yeni bir
gezi bloğu da doğmuş oldu. Hem sadece gezi de değil, müzik ve okuduklarına dair
de pek çok keyifli yazı yazıyor.
O halde Karışık
90’lık la tanıştırayım sizi… http://wellmerallicais.blogspot.de/
Artık Karışık 90’lığı da biliyorsunuz gelin sözü Meral
Abla’ya bırakalım da, hep beraber Meral Ablayla birlikte dünyanın alt ucuna yol alalım...
Ziyaret fikirleri havada uçuşurken gündeme gelen Tazmanya'yı
ziyaret fikrinden 'nasıl vize alacağız' endişesi ile vazgeçmek üzereyken
Tazmanya'nın aslında Avustralya'nın güneyinde bir ada olduğunu ve
Avustralya'nın eyaletlerinden biri olduğunu öğrendik.
(http://en.wikipedia.org/wiki/Tasmania) ve bavullarımızı toplayıp maceraya
kanatlandık.
Melbourne üzerinden uçuşumuzu eyaletin başkenti Hobart'ta
tamamladık. Maceranın ilk ayağı sağdan trafikte araba kullanmak ile başladı.
Bütün içgüdülerimizi bir tarafa bırakıp yepyeni bir trafikte yepyeni bir yönde
araba kullanmaya başladık. Avustralya'yı arabayla gezecek olanlar için bir kaç
önerim var:
- Aydınlatmanın Türkiye'deki gibi olmasını beklemeyin, her yer son derece karanlık bu nedenle hem yol kenarındaki, hem de yerdeki trafik işaretlerini takip etmek çok zor.
- Yol kenarındaki işaretler kadar yolun üzerindeki işaretlerinde takip etmek gerek, başta biraz yorucu ancak alıştıktan sonra çok rahat ediyorsunuz.
- Özellikle gece karanlığında ve gün doğarken hayvanlara çok dikkat etmek gerek, yol kenarında trafik kurbanı hayvanat bahçesi zenginliğinde ölü hayvan görmek mümkün.
- Hız sınırlarına ve trafik kurallarına çok dikkat edin, cezalar çok yüksek.
- Şehir için GPS'e güvenmeyin, kendinizi Tazmanya Üniversitesi'nin yurtlarında bulabilirsiniz, onun için yol işaretlerine ve içgüdülerinize güvenin.
Kaldığımız yer Hobart'tan 35 dakika uzaklıkta
Huonville'de iki eski hippie olduğunu düşündüğümüz orta yaşlarda bir çiftin
kiraladığı nehir kenarında bir evdi.
Huonville adını vadide yetişen bir çam türü olan Huon
Çamından alıyor.
Tazmanya gezimizin ilk gününe yoğun bir sisle başladık.
Hedefimiz Bonorong Vahşi Yaşam Parkı'ydı (http://www.bonorong.com.au/). Parka
giriş ücreti olarak AUD 26 ödeyip, içeride tembel tembel oturan kanguruları
görünce biraz moralimiz bozuldu, bir kaç dakika sonra gönüllü park görevlisi
genç kızın bir saatlik turu başladığında hepsini unuttuk, bir saat boyunca
wombat, koala ve tazmanya canavarı hakkındaki bilgileri dinledik.
Wombat, bol tüylü sevimli bir hayvan, vücutlarının arka
tarafı çok sert, tehlike anında yuvarlanıp düşmanlarının sert kısmı ısırmasını
sağlayarak kendilerini koruyorlar, wombatlar en zeki hayvanlar sıralamasında
başlarda geliyorlar. Tanıştığımız bu genç wombat o gece altı aylık bir deneme
icin ‘yarı’ doğal bir ortama bırakılacaktı. Eğer hazır olduğuna karar verilirse
tamamen kendi vahşi ortamına geri dönebilecekti. Bizim gördüğümüz kadarıyla pek
bir cin gibiydi ama vahşi yasamda ne yapar bilinmez.
Tazmanya Canavarı’nı (Tazmanya Şeytanı), Avrupalılar adaya
ilk geldiklerinde kırmızı kulakları ve çirkin sesi yüzünden şeytan sanmışlar.
Tazmanya Şeytanı adı buradan geliyor. Aynı çizgi filmdeki gibi çok hareketli ve
heyecanlı hayvanlar. En önemli özellikleri çok güçlü çeneleri olması - biri
teleobjektifimin kapağının tadına baktı. Kansere benzer, ağızlarında beliren yaralarla
baslayan sonra bütün vücutlarını saran bir hastalık doğadaki bütün Tazmanya
Canavarlarina bulaşmış. Çok acıklı ama yasam parkındaki canavarları doğaya
salmak icin doğadaki tüm hasta canavarların ölmesini beklemeye karar vermişler.
Koala ve Wombatların aynı aileden geldikleri düşünülüyor. Milyonlarca yıl önce, hayatlarını sürdürmek icin seçim yapma zamanlari geldiginde, Wombatlar yerin altını, Koalalar ağaçların tepelerini tercih etmisler. Düşük kalorili beslenme şekilleri ve düşmanlarının (Avrupalılar Avustralyaya gelinceye kadar tabi) azlığı Koalaları, wombatlarin aksine azıcık ‘beyinsiz’ ve tembel yapmıi. Hemen hemen bitkisel hayat yaşıyorlar ve kıpırdamak bile istemiyorlar. Koalaların da arka kısımları çok sert ancak bu tembel hayvanlar sert kısmı ağaçlarda rahat oturmak için kullanıyorlar.
Gelelim Kangurulara...
Eger tabiat şartları uygun değilse anne kangurular doğum yapmayı bir yıl kadar geciktirebiliyorlar. Eğer bir kanguruya arabayla çarpıp öldürdüyseniz hemen gidip hamile olup olmadığını kontrol edin diyorlar. Çünkü eğer karnında bebek varsa bebeğin yaşama ihtimali cok yüksek. Yine cok acıklı ama, siz orada bırakırsanız o bebek açlıktan ölebilir...
İlk günümüzün kalan kısmını Hobart’ta geçirdik. Tazmanya’da yaşayanlar son derece çevreci. Doğaya, hayvanlara ve doğanın kurallarına saygı göstermeye kendilerini adamışlar. Yolculuk öncesi konuştuğumuz bir Güney Avustralyalı Tazmanya’yı ‘kocaman bir hipi komünü’ olarak tanımladı, görünce biz de hak verdik. Yol sorduğumuz ve bize gideceğimiz yere kadar eşlik eden Tazmanyalı genç iki dakikalık yolda, Türkiye’de bisikletle yolculuk yapıp yapamayacağını sordu ve araba yerine bisiklet kullanmanın çevreye katkılarından bahsetti.
Tazmanya’nın görülmeye değer yerlerinden biri de Mount
Field (Mount Dağı), güneş ışığının sızmakta güçlük çektiği manzaralı bir
yolculuktan sonra Uzun Ağaçlar ile kaplı bir ormanda uzun bir yürüyüş yaptık.
Tazmanya’nın en uzun ağaçlarından bazılarını canlı, bazılarını ise yıkılmış
olarak gördük. Bu ağaçlar belli bir yaşa geldikten sonra hem genç ağaçlar için
güneş ışığına yer açmak, hem de düştüğünde tohumlarını etrafa saçarak soyunu
devam ettirmek için yıkılırmış.
Ziyaretimiz yağmur sonrası olduğu için Şirinler Köyü olduğuna emin olduğum mantar kolonilerine her yerde rastlamak mümkündü.
Bir sonraki hedefimiz Tahune Ormanı oldu. Yer üstünde,
ağaçlarına altında başlayan yürüyüşümüzü yerin yaklaşık 45 metre yükseklikte
kurulmuş iskeleler üzerinde, ağaçlara tepeden bakarak tamamladık.
http://en.wikipedia.org/wiki/Tahune_Airwalk
Yolculuğumuz ağaçlara tepesinden bakarak bitti, aklımızdaki şarkı King Crimson – Walking On Air
H. Meral Akman
Altı aylıkken rock müzik dinlemeye, yirmibeş yaşından sonra
çizgi roman okumaya başladım. Uzun gitar sololarda, konser karanlığında,
fantastik dunyanın bilinmezlerinde, çizgi roman karelerinde, ara sokaklarda
kaybolmayı severim. Ara sıra Gitaresk'e misafir olur, 'ben bugün bunu dinledim'
listesini Açık Radyo dinleyicileri ile paylaşırım. 2013 yılında profesyonel
banka IT calışanı olmaktan emekli hobbitlige geçtim, şimdi yediğim içtiğim
benim olsun, gezdiğimi, gördüğümü, okuduğumu, dinlediğimi yazayım diye bu blogu
açtım, merak eden herkese iyi okumalar.
*Harita http://www.lakelandschools.us/do/lbrandon/Seasons/2003-04/Boreland/worlde.gif 'dan alintidir. fotograflarin tümü ise H. Meral Akman'a aittir.
Tazmanya'ya sırf Tazmanya canavarını görmeye bile gidilir sanırım. Uzak olması ulaşımı zorlaştırsa da bir gün oralara kadar ulaşacağımı düşünüyorum.
YanıtlaSilYorumun icin tesekkürler Günes, aslinda uzakligi ancak bilet fiyatlarindan dolayi problem olabilir, yoksa sana, bana, bize uzak diye bir yer yok. Ben de inaniyorum bir gün yolumuz Avustralya'ya ve akabinde Tazmanya'ya ulasacaktir, sadece tez zamanda olmasini dileyelim:)
Sil3 ada benim için çok kıymetli. Borneo, Tazmanya ve Madagascar. Borneo ve tazmanya'yı görme şansına erişenlerdenim. Gözüm kapalı yaşamak istediğim ilk yer olduğunu söyleyebilirim. Orada nefis bi 23 gün geçirmiştim ve tüm adayı boydan boya araba ve karavanla keşfetme fırsatım oldu.
YanıtlaSilYazıalrın bir kısmını hazırlayabilidim, bir kısmı ise Word dökümanında duruyor. benim yoldaolmak.com blogumun da ilk yayına geçtiği yer de Tazmanya oldu. yeri kıymetli bende.
http://yoldaolmak.com/ulkeler/okyanusya/tazmanya
Merhaba Kemal,
SilBahsettigin üc adada henüz bulunmamis ama Madagaskar'i görmeyi cok arzulayan biri olarak, söylediklerinden sonra Tazmanya'ya merakim iyice percinlendi. Günün birinde yolumuzun oraya da düsecegine inaniyorum...
Yorumun ve link icin tesekkürler... öyle görünüyor ki Tazmanya sana ve bloguna ugurlu gelmis:)
Yolun acik olsun,
Serap