15 Ağustos 2013 Perşembe

Dünyanın Alt Ucuna Yolculuk, TAZMANYA

Tazmanya’yı nasıl bilirsiniz? Benim aklıma Tazmanya denildiğinde ilk olarak çocukken Bugs Bunny ile maceralarını izlemeye doyamadığım çizgi film karakteri geliyor. Hani şu homur homur ortalarda kendi etrafında dönerek dolanan ve hemen hemen herşeyi yiyebilen canavar. Neredeyse hepimiz Tazmanya adını ondan öğrenmişizdir, böyle bir yer vardır dünya üzerinde ve bu canavar orada yaşamaktadır. Ama acaba nerededir, nasıl gidilir, neler yapılır hiç merak etmiş miydiniz?


Şimdi koltuklarınızın dik, masalarınızın kapalı olduğundan emin olun çünkü birazdan hep birlikte adını çizgi film karakteri olarak tanıdığımız Tazmanya Canvarının ana vatanına, dünyanın alt ucuna doğru yolculuğa çıkacağız.

Sizi daha fazla merakta bırakmadan kısa bir açıklama… Avustralya’da yaşayan çok sevgili arkadaşımız ve aynı zamanda Gezgindir Gezenin Adı’nın takipçilerinden Hande’nin bir ablası var, Meral abla – ki Meral abla da çok sıkı takipçilerimizdendir – geçtiğimiz aylarda gencecik yaşta emekli olup Hande’nin yanına Avustralya’ya gidiverdi. Aman efendim iki kardeş Sky Divingler mi yapmadı, oradan girip buradan mı çıkmadılar, kısaca Avustralya’nın altını üstüne getirdiler. Biz de onları severek takip ettik. Yurda döner dönmez Meral abla da keyifli maceralarını, yani kendi sözleriyle yediğini içtiğini kendine bırakıp, gezdiğini, gördüğünü, okuduğunu, dinlediğini yazmaya başladı. Böylece yeni bir gezi bloğu da doğmuş oldu. Hem sadece gezi de değil, müzik ve okuduklarına dair de pek çok keyifli yazı yazıyor.

O halde Karışık 90’lık la tanıştırayım sizi… http://wellmerallicais.blogspot.de/

Artık Karışık 90’lığı da biliyorsunuz gelin sözü Meral Abla’ya bırakalım da, hep beraber  Meral Ablayla birlikte dünyanın alt ucuna yol alalım...
 

Ziyaret fikirleri havada uçuşurken gündeme gelen Tazmanya'yı ziyaret fikrinden 'nasıl vize alacağız' endişesi ile vazgeçmek üzereyken Tazmanya'nın aslında Avustralya'nın güneyinde bir ada olduğunu ve Avustralya'nın eyaletlerinden biri olduğunu öğrendik. (http://en.wikipedia.org/wiki/Tasmania) ve bavullarımızı toplayıp maceraya kanatlandık.

Melbourne üzerinden uçuşumuzu eyaletin başkenti Hobart'ta tamamladık. Maceranın ilk ayağı sağdan trafikte araba kullanmak ile başladı. Bütün içgüdülerimizi bir tarafa bırakıp yepyeni bir trafikte yepyeni bir yönde araba kullanmaya başladık. Avustralya'yı arabayla gezecek olanlar için bir kaç önerim var:

  • Aydınlatmanın Türkiye'deki gibi olmasını beklemeyin, her yer son derece karanlık bu nedenle hem yol kenarındaki, hem de yerdeki trafik işaretlerini takip etmek çok zor.
  • Yol kenarındaki işaretler kadar yolun üzerindeki işaretlerinde takip etmek gerek, başta biraz yorucu ancak alıştıktan sonra çok rahat ediyorsunuz.
  • Özellikle gece karanlığında ve gün doğarken hayvanlara çok dikkat etmek gerek, yol kenarında trafik kurbanı hayvanat bahçesi zenginliğinde ölü hayvan görmek mümkün.
  • Hız sınırlarına ve trafik kurallarına çok dikkat edin, cezalar çok yüksek.
  • Şehir için GPS'e güvenmeyin, kendinizi Tazmanya Üniversitesi'nin yurtlarında bulabilirsiniz, onun için yol işaretlerine ve içgüdülerinize güvenin.

Kaldığımız yer Hobart'tan 35 dakika uzaklıkta Huonville'de iki eski hippie olduğunu düşündüğümüz orta yaşlarda bir çiftin kiraladığı nehir kenarında bir evdi.



Huonville adını vadide yetişen bir çam türü olan Huon Çamından alıyor.



Tazmanya gezimizin ilk gününe yoğun bir sisle başladık. Hedefimiz Bonorong Vahşi Yaşam Parkı'ydı (http://www.bonorong.com.au/). Parka giriş ücreti olarak AUD 26 ödeyip, içeride tembel tembel oturan kanguruları görünce biraz moralimiz bozuldu, bir kaç dakika sonra gönüllü park görevlisi genç kızın bir saatlik turu başladığında hepsini unuttuk, bir saat boyunca wombat, koala ve tazmanya canavarı hakkındaki bilgileri dinledik.

Wombat, bol tüylü sevimli bir hayvan, vücutlarının arka tarafı çok sert, tehlike anında yuvarlanıp düşmanlarının sert kısmı ısırmasını sağlayarak kendilerini koruyorlar, wombatlar en zeki hayvanlar sıralamasında başlarda geliyorlar. Tanıştığımız bu genç wombat o gece altı aylık bir deneme icin ‘yarı’ doğal bir ortama bırakılacaktı. Eğer hazır olduğuna karar verilirse tamamen kendi vahşi ortamına geri dönebilecekti. Bizim gördüğümüz kadarıyla pek bir cin gibiydi ama vahşi yasamda ne yapar bilinmez.






Tazmanya Canavarı’nı (Tazmanya Şeytanı), Avrupalılar adaya ilk geldiklerinde kırmızı kulakları ve çirkin sesi yüzünden şeytan sanmışlar. Tazmanya Şeytanı adı buradan geliyor. Aynı çizgi filmdeki gibi çok hareketli ve heyecanlı hayvanlar. En önemli özellikleri çok güçlü çeneleri olması - biri teleobjektifimin kapağının tadına baktı. Kansere benzer, ağızlarında beliren yaralarla baslayan sonra bütün vücutlarını saran bir hastalık doğadaki bütün Tazmanya Canavarlarina bulaşmış. Çok acıklı ama yasam parkındaki canavarları doğaya salmak icin doğadaki tüm hasta canavarların ölmesini beklemeye karar vermişler.



Koala ve Wombatların aynı aileden geldikleri düşünülüyor. Milyonlarca yıl önce, hayatlarını sürdürmek icin seçim yapma zamanlari geldiginde, Wombatlar yerin altını, Koalalar ağaçların tepelerini tercih etmisler. Düşük kalorili beslenme şekilleri ve düşmanlarının (Avrupalılar Avustralyaya gelinceye kadar tabi) azlığı Koalaları, wombatlarin aksine azıcık ‘beyinsiz’ ve tembel yapmıi.  Hemen hemen bitkisel hayat yaşıyorlar ve kıpırdamak bile istemiyorlar. Koalaların da arka kısımları çok sert ancak bu tembel hayvanlar sert kısmı ağaçlarda rahat oturmak için kullanıyorlar.




Gelelim Kangurulara...
Eger tabiat şartları uygun değilse anne kangurular doğum yapmayı bir yıl kadar geciktirebiliyorlar. Eğer bir kanguruya arabayla çarpıp öldürdüyseniz hemen gidip hamile olup olmadığını kontrol edin diyorlar. Çünkü eğer karnında bebek varsa bebeğin yaşama ihtimali cok yüksek. Yine cok acıklı ama, siz orada bırakırsanız o bebek açlıktan ölebilir...









İlk günümüzün kalan kısmını Hobart’ta geçirdik. Tazmanya’da yaşayanlar son derece çevreci. Doğaya, hayvanlara ve doğanın kurallarına saygı göstermeye kendilerini adamışlar. Yolculuk öncesi konuştuğumuz bir Güney Avustralyalı Tazmanya’yı ‘kocaman bir hipi komünü’ olarak tanımladı, görünce biz de hak verdik. Yol sorduğumuz ve bize gideceğimiz yere kadar eşlik eden Tazmanyalı genç iki dakikalık yolda, Türkiye’de bisikletle yolculuk yapıp yapamayacağını sordu ve araba yerine bisiklet kullanmanın çevreye katkılarından bahsetti.

Tazmanya’nın görülmeye değer yerlerinden biri de Mount Field (Mount Dağı), güneş ışığının sızmakta güçlük çektiği manzaralı bir yolculuktan sonra Uzun Ağaçlar ile kaplı bir ormanda uzun bir yürüyüş yaptık. Tazmanya’nın en uzun ağaçlarından bazılarını canlı, bazılarını ise yıkılmış olarak gördük. Bu ağaçlar belli bir yaşa geldikten sonra hem genç ağaçlar için güneş ışığına yer açmak, hem de düştüğünde tohumlarını etrafa saçarak soyunu devam ettirmek için yıkılırmış.



Ziyaretimiz yağmur sonrası olduğu için Şirinler Köyü olduğuna emin olduğum mantar kolonilerine her yerde rastlamak mümkündü.

Bir sonraki hedefimiz Tahune Ormanı oldu. Yer üstünde, ağaçlarına altında başlayan yürüyüşümüzü yerin yaklaşık 45 metre yükseklikte kurulmuş iskeleler üzerinde, ağaçlara tepeden bakarak tamamladık. http://en.wikipedia.org/wiki/Tahune_Airwalk


Yolculuğumuz ağaçlara tepesinden bakarak bitti, aklımızdaki şarkı King Crimson – Walking On Air






H. Meral Akman 
Altı aylıkken rock müzik dinlemeye, yirmibeş yaşından sonra çizgi roman okumaya başladım. Uzun gitar sololarda, konser karanlığında, fantastik dunyanın bilinmezlerinde, çizgi roman karelerinde, ara sokaklarda kaybolmayı severim. Ara sıra Gitaresk'e misafir olur, 'ben bugün bunu dinledim' listesini Açık Radyo dinleyicileri ile paylaşırım. 2013 yılında profesyonel banka IT calışanı olmaktan emekli hobbitlige geçtim, şimdi yediğim içtiğim benim olsun, gezdiğimi, gördüğümü, okuduğumu, dinlediğimi yazayım diye bu blogu açtım, merak eden herkese iyi okumalar.


*Harita http://www.lakelandschools.us/do/lbrandon/Seasons/2003-04/Boreland/worlde.gif 'dan alintidir. fotograflarin tümü ise H. Meral Akman'a aittir.

4 yorum :

  1. Tazmanya'ya sırf Tazmanya canavarını görmeye bile gidilir sanırım. Uzak olması ulaşımı zorlaştırsa da bir gün oralara kadar ulaşacağımı düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun icin tesekkürler Günes, aslinda uzakligi ancak bilet fiyatlarindan dolayi problem olabilir, yoksa sana, bana, bize uzak diye bir yer yok. Ben de inaniyorum bir gün yolumuz Avustralya'ya ve akabinde Tazmanya'ya ulasacaktir, sadece tez zamanda olmasini dileyelim:)

      Sil
  2. 3 ada benim için çok kıymetli. Borneo, Tazmanya ve Madagascar. Borneo ve tazmanya'yı görme şansına erişenlerdenim. Gözüm kapalı yaşamak istediğim ilk yer olduğunu söyleyebilirim. Orada nefis bi 23 gün geçirmiştim ve tüm adayı boydan boya araba ve karavanla keşfetme fırsatım oldu.

    Yazıalrın bir kısmını hazırlayabilidim, bir kısmı ise Word dökümanında duruyor. benim yoldaolmak.com blogumun da ilk yayına geçtiği yer de Tazmanya oldu. yeri kıymetli bende.

    http://yoldaolmak.com/ulkeler/okyanusya/tazmanya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Kemal,
      Bahsettigin üc adada henüz bulunmamis ama Madagaskar'i görmeyi cok arzulayan biri olarak, söylediklerinden sonra Tazmanya'ya merakim iyice percinlendi. Günün birinde yolumuzun oraya da düsecegine inaniyorum...
      Yorumun ve link icin tesekkürler... öyle görünüyor ki Tazmanya sana ve bloguna ugurlu gelmis:)
      Yolun acik olsun,
      Serap

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...