Güneydoğu Asya'da 4 Hafta, 4 Ülke...

“Bundan 20 yıl sonra, yaptıklarınızdan daha çok, yapmadığınız şeylerden ötürü hayal kırıklığı yaşayacaksınız. O yüzden düğümlerinizden kurtulup, uzaklaşın güvenli limanlarınızdan. Alize rüzgarlarını yakalayın yelkenlerinizde. 

Araştırın, hayal edin, kesfedin!“

Mark Twain ***  

***Mark Twain’in yollara düşüren, ilham verici "Twenty years from now you will be more disappointed by the things you didn’t do than by the ones you did do. So throw off the bowlines, sail away from the safe harbour. Catch the trade winds in your sails. Explore. Dream. Discover.” sözünün Türkçe çevirisini bulamadığım için kendimce birşeyler karaladım. Hatalıysam affola:) 

Mark Twain’in dediği gibi; hayallerinin, tutkularının peşinden koşmalı insan, öyle ya bir kere geliyoruz dünyaya. Yoğun iş hayatı ve koşturmacaları arasında, biz bunu yapmaya çalışıyoruz da zaman zaman. Durduğu yerde durmak gibi bir kavramla henüz tanışamadığımız ise doğrudur. Hal böyle olunca gitmek-görmek-keşfetmek duygumuzu tatmin etmek için gidiyoruz biz öyle arada bir, yüreğimizin götürdüğü yerlere... Neden böyle bir başlangıç oldu derseniz, bir önceki yazımda paylaşmıştım; biz Güneydoğu Asya'ya gidiyoruz, hayallerimizi gerçekleştirmeye, hiç görmediğimiz renkleri görmeye diye... Gittik, gezdik, gördük ve döndük evimize... Herkesin de en kısa zamanda hayallerini gerçekleştirmesi dileğiyle, gelelim biz bu dört haftada nerelerdeydik...

Devam etmeden, bir önceki yazıyı ve rotamızı görmek için BURAYA tık tık tık..

Avrupa‘da dondurucu kış yaşanırken, dört kişi toplandık ekvatora yakın sıcacık bir kışa gittik. Gittik, gezdik, farklı kültürlerle tanıştık, empati kurduk, tanıdık, tanıştık, pazarlıklar yaptık, yeni bir yıla kumsalda girdik, koşturduk, yüzdük, dinlendik... Kısacası çok güzel deneyimlerle geri döndük. Gezimiz dört hafta sürdü ve bu dört hafta içerisinde dört ülkede bulunduk. Tayland, Kamboçya, Malezya ve Singapur... Herbiri birbirinin yanı başında olan bu ülkelerin, aslında birbirinden ne kadar farklı olduklarını gördük. Fakir - zengin ayrımını yaşadık. İnsanların güler yüzü, içtenliği, samimiyetiyle tanıştık. Bir taraftan paranın getirdiği deformasyonla ne kadar acımasız ve para canlısı olabildiklerini deneyimledik. Dünyanın en masum varlıkları çocukların yüzündeki gülümsemeyle içimiz ısındı. Biz, birbiri ardı sıra Güneydoğu Asya’da keşfettik, bin bir türlü halleriyle insanoğlunu.

Bir nefeste Nerelerdeydik?

Gelelim bu dört haftada yolumuzun nerelere düştüğüne... İlk olarak Stuttgart'tan Paris aktarmalı Bangkok'a vardık. Aylardır süren yoğun iş temposu, son ana bırakılan çanta toparlamacalar derken yorgun düştük haliyle. Bir de üstüne 12 saatlik yolculuk ile 36 saat uykusuzluk girince, yorgunluğumuz ancak 13 saat uyku molasıyla son bulabildi. Pek tabi uçaktan iner inmez gezinmelere başlandı, malum saat farkına alıştırmak lazımdı vücudu, hemen yatmak olmazdı. Biz de soluğu hafta sonları kurulan Bangkok'un ünlü pazarı Chatuchak'ta aldık. Ardından saraylar, tapınaklar, nehirler, ara sokaklar, mahalleler ve hatta gökdelenler derken Bangkok'un altını üstüne getirdik. Yetmedi çevrede yüzen market Damnoen Saduak Floating Market, tren yolu üzerine kurulu pazar Maeklong Railway Market,  Siam Krallığı'nın başkenti Ayyuthaya'yı gezdik.
 

Tayland, Bangkok - Gece Vertigo - Moon Bar'dan Bangkok

Tayland - Bangkok Tapinaklari (Wat Pho, Wat Phra Kaew, Wat Arun) - Ayyuthaya (Wat Phra Mahthat)

Oradan Kamboçya'ya doğru macera dolu bir yolculuğumuz oldu. Maksat meşhur Angkor Tapınakları'nı görmekti. Angkor Tapınaklarını çok sevdik ama Siam Reap'la barışmadı yıldızımız. Aslında şehrin de ne suçu var ki, hızlı gelişen turizm bozmuş onu ve insanlarını. Merkezden biraz olsun sıyrılıp dışarıya çıkınca yerel insanlarını, gülümseyen çocukları, sevgiyle bakan gözleri, günlük yaşama dair ilginç kareleri görmek mümkün, biz bunu da çok sevdik...

Kambocya, Siem Reap - Angkor Tapinaklari ( Angkor Thom, Banteay Srei)

Sonrasında Bangkok üzeri, Tayland'ın kuzeyine Chiang Mai'a çıktık. Tayland'ın en yüksek noktası Doi İnthanon'u da ihmal etmedik... Ancak uzun boyunlu Karen kabilesinin bulunduğu köye gitmedik. Onların hayvanat bahçesindeymişçesine sergilenmelerine, özgürce yaşayamamalarına tepkiydi bu. Bir umut biz gitmezsek, siz gitmezseniz onlara özgürleşme yolu açılır belki, kim bilir. Bir de şu çok ünlü Fil Safarisine katılmadık, siz de katılmayın. Görmeyin onlara nasıl kötü davranıldığını, hani paranızla rezil olmayın derler ya, göz göre göre üzülmeyin hayvancıklara... Onun yerine Elephant Nature Park'a gidin mesela, Fillerle vakit geçirip, onlarla birlikte ıslanıp, karınlarını doyurun, iletişim kurun onlarla. Yoğun sezonda ek programla sabah 5'te kalkmayı gözümüz yemediği için biz gidemedik, ama Filiz ve Ertekin çok keyifli vakit geçirdi örneğin...

Tayland, Chiang Mai

Güneye inme vakti geldiğinde, Tayland tanıtımlarından aşina olduğumuz Phang Nga Bay ve Phi Phi Adaları'nı görmek üzere Phuket'e doğru çevirdik yönümüzü.

Tayland, Phi Phi Don Island, Maya Beach

Yılbaşında ise Koh Samui'de olmak istedik. Üç gün için gittiğimiz adada hava her ne kadar kapalı da olsa bir hafta kalmaya karar verdik. Kuzey insanı olarak ilk defa yılbaşında ayaklarımızı suya ve kumlara değerek yeni bir yıla girmenin verdiği heyecanla çocuklar gibi şendik. Çevredeki muhteşem adalar Koh Phangan, Koh Tao ve Nang Yuan'a gitmeyi ihmal etmedik. Bu arada Koh Taycada ada demek. Dalış cenneti Koh Tao'ya kadar gittik ama Tamer'in kulağı iltihaplandığı için dalamayıp şnorkel ile idare ettik. Bir sonraki sefer nerede kalacağımızı artık çok iyi biliyoruz;)

Tayland - Nang Yuan Island

Koh Samui'nin bambu havaalanından pervaneli bir uçakla doğunun incisi Penang'a, oradan da Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'a geçtik. İnanılmayacak bir şekilde Malezya'daki en keyifli zamanımızı ise Petronas Tower'ın altında, kulelerin gölgesinde geçirdik. Kâh fotograf çektik, kâh çektirdik ama çoğunlukla keyifli sohbetlerdeydik. Tamer ulvi görevini yerine getirip ISO, UV filtre ne işe yarar, neden kullanılmalıdır, lens temizliği gibi fotoğrafçılık dersleri verirken, ben ise fotoğraf çektirmek isteyenlerle kameralara poz veriyordum. ?!?!? Bu kısmına biz de anlam veremedik doğrusu:)  Asya'lı kadınların büyük kara gözlere meraklı olmasından mütevellit olmalı. İlginç, ama çok eğlenceli bir gündü:)

Malezya, Kuala Lumpur - Petronas Tower ve Televizyon Kulesi

Asya'daki Son durağımız ise Singapur'du. Tek şehir tek ülke olan Singapur 5 milyon kişinin yaşadığı 622 kilometre karelik alanı değerlendirmeyi çok iyi başarmış. Ulaşım inanılmaz güzel çözülmüş, tren bekleme derdi yok... Yüksek binalar ve teknolojiden kafasını kaldırmayan gençleri ile değişik bir portresi var Singapur'un, sanki gerçek değil de hayal ürünü gibi... Singapur'da ise en çok Changi Havaalanını sevdik. Hayatımız boyunca ilk defa bir uçuşdan 6 saat önce havaalanına gittik:) Ilk defa beklemek keyifli geldi bize.

Singapur, Merlion

Gezmekten bıkmayan, yorulmayan bizler 13 saatlik uçuşun sonunda Amsterdam'ın soğuğuyla karşılaştık. Bir ay boyunca hasret kaldığımız ekmek ve peynire de burada kavuştuk.

Dönmemizin üzerinden neredeyse 3 hafta geçmesine rağmen ancak bir iki kelam yazabiliyorum. Elimizde bir yığın fotoğraf ve video var düzenlenmeyi bekleyen. Hiç başlamadık da değil tabi... Detaylar pek yakında gelecek ama o süre içerisinde hali hazırdaki fotoğraflara bakmak isterseniz buyrun Facebook albümlerine...

Sayfamızın adresi: https://www.facebook.com/GezgindirGezeninAdi

Sayfaya eklenen her yeni yazı ve fotoğraflardan haberdar olmak iin beğen tuşuna basmayı unutmayın - tabi ki bu uyarı facebook hesabı olanlar için geçerli :)